Günlerdir ÖSYM'nin yaptığı son YGS sınavındaki şifreler konuşuluyor. Pek saygıdeğer medyamız da her sazdan, her telden konuya vurup duruyor.
Bir allahın kulu da çıkıp doğru dürüst bir açıklama yapamıyor. Hâl böyle olunca nihayet akademisyenlerden bir takım açıklamalar gelmeye başladı. İsterdim ki bugüne kadar konunun insanları - Merkezi Sistem Sınavları uzmanları - çıkıp doğru dürüst açıklasınlar. Rahmetli Altan Günalp, sınavzede Ünal Yarımağan görevde olsalar belki de kıvırmadan doğru dürüst açıklamalar yaparlardı. Gerçi yapmalarına da gerek kalmaz zaten böyle saçma bir uygulamaya hele de ayak üstü karar verip uygulanmasına izin vermezlerdi.
En doğru açıklamayı
NTV CanlıHaber programında ODTÜ Kriptoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Melek Diker Yücel yaptı. Birmilyonyediyüzbin öğrenciye birmilyonyediyüzbin ayrı soru kitapçığını hazırlarken bir sistematik, bir formül, bir normal algoritma kullanırsanız zaten otomatikman şifre üretmiş olursunuz. Varılan sonucu geriye doğru izlerseniz yani bir anlamda "reengineering" yaparsanız isteğinize ulaşırsınız. Bu sakıncadan kurtulmak için bir kitapçıktan birmilyonyediyüzbin kitapçık elde etmek için aritmetik bir algoritma değil random kullanan bir algoritma kullanılması gerekirdi. Buna benzer şeyler söyledi. Anlatılanların doğrusunu ve tamamını resme tıklayarak izleyebilirsiniz.
O zaman işin doğrusu ortaya çıkıyor. Bu sınav ne olacak, iptal mi edilecek bilmiyoruz ama bundan sonraki sınavlarda artık bu hata yapılmaz herhalde. DEĞİL. Hata devam edecek. Çünkü yapay ortamda random diye birşey yok. Bilgisayarda hiç yok. Yani random bir algoritma uygulayamazsınız. Belki randoma yakın bir şey bulabilirsiniz. Ama mesele bu değil mesele gerçekler ortada iken "bizim uzmanlara boyun eğmeye ihtiyacımız yok, yandaşlara ihtiyacımız var; evvelallah yandaşlarımızı nereye koysak onlar o işi hallederler" zihniyetinde olan AKP güdümü. Hem de güllüsünden.. Değil mi ki zamanında YÖK'ün başına da koyduk o işi hallettik; şimdi bunu da hallederiz inşallah.
Diyelimki bu problemleri aştık; bundan sonraki sınavlarda randoma yakın algoritmalar da geliştirdik; mesele haloldu mu? HAYIR. Bu kadar karışıklık içinde bu kadar basit olan şey: bir merkezi sınavda tek bir takım soru kitapçığını güvenliği artırmak için bir kaç farklı dizilim (test uzmanlarının soruların ve şıklarının sıralanmasına test tekniğine göre bir uyumluluk ve bütünlük gözeterek) ile bir kaç soru kitapçığına dönüştürebilirsiniz ama BİRMİLYONYEDİYÜZBİN soru kitapçığı üretemezsiniz. Dangalaklık buradadır. Üretirseniz hiç bir soru kitapçığının bir TEST anlamı kalmaz, her bir kitapçığın diyelim ki bir TEST GÜÇLÜĞÜ diye bir ölçümüz olsun; her bir kitapçık için "farklı" olur.
Merkezi Sistem Sınavı (özellik ile başarı ölçen değil yarışma/sıralama yapan) bir uzmanlık işidir. Her işe olduğu gibi buna da maydanoz olmaya kalkarsanız erbabı değil yandaşı yeter bu işe derseniz ya üçüncü hendeğe geldiniz ya caminin duvarına..